Matbaa

Matbaa Uzak Doğu'da ilk kez kullanılmaya başlanmış, ağaç oyma sistemiyle Çin'de kurulmuştur. Çin ilk defa Diamond Sutra adlı kitabı 686 yılında pekinde yayınlamış matbaa tarihinde bir ilke imza atmıştır. Bu icadın haberleşmeyi hızlandırıcı etkisi 700 yılında ilk gazetenin basılmasıyla başlanmış olup zamanla batıya yayılmaya başlamıştır. Ancak matbaanın babası olarak kabul edilen Johannes Gutenberg, 1450 yılında bilinen ağaç oyma tekniği dışında yeni bir teknik ile tipo tekniği kullanan bir makine icat etti ve bu makineyle ilk Alman şiirini bastı.

 

Ankara Matbaa konusunda gelişkinliğini ise Osmanlı zamanlarından bu yana kazanmaya devam ediyor. Osmanlı'ya bu icadın ilk geliş tarihi tam olarak kesinleştirilemese de 1493-1503 yılları aralığında geldiği konusunda tarih uzmanlarının fikir birliğinde olduğunu söyleyebiliriz. İbrahim Müteferrik'nin 3.Ahmed'den izin almasıyla beraber ilk Türk matbaası İbrahim Efendinin orduda görevlendirilmesi üzerine icadın gelişimi gecikti. Ancak günümüzde Ankara matbaa konusunda gelişmeyi hiç bırakmıyor. Ankara matba alanında Türkiye'de ki sayılı şehirlerden biri olmaya devam ediyor.

 

Bu bağlamda her geçen gün kendisine bir yenilik katmaya çalışan Parkur Matbaa edindiği misyon ve vizyon doğrultusunda her gün yeni bir hizmet dalını bünyesine katıyor. Bunlardan bazıları başlıca aşağıdakiler gibi sıralanabilir.

 

 

Ankara Matbaa konusunda uygun hizmet veren firmalara ev sahipliği yapan bir şehir olmakla beraber, basımı yapılan ürünlerin lojistiği konusunda da kolaylık sağlayan bir coğrafi konumdadır. Bu sebeple sadece kaliteyi uygun fiyatlı arayanların değil ürünü güvenle ve hızlı teslim almak isteyenlerin tercihi olmak konusunda öncelikli oluyor.

 

Bu çağın gereksinimi olan basılı yayın için olmazsa olmaz olan ve bir devrim niteliğindeki icadın yaygın kullanımı sadece haberleşme için kullanamamasından ileri geliyor. Artık bütün firmaların kurumsal yapısının bel kemiği bu icat oluşturuyor. Ambalajlar, kurumsal kimlikler, reklamlar ve nicesi bu icadın eseri diyebiliriz.